Özerk Yönetim: İşgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesi ulusal bir görevdir
Özerk Yönetim: İşgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesi ulusal bir görevdir
Özerk Yönetim, Serêkaniyê ve Girê Spî işgalinin yıl dönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Türk devleti ve çetelerinin Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturduğu belirterek, işgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgalinin 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
2019 yılında Türk devletinin, kendisine bağlı silahlı gruplarla birlikte Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerine yönelik geniş çaplı bir işgal saldırısı başlattığı hatırlatılan açıklamada, “İşgal saldırısıyla doğrudan bölgemizin huzuru ve güvenliği hedef alındı. Saldırılarında her türlü silah ve yasaklı silahlar kullanıldı ve bu durum, uluslararası bir sessizlik ve utanç içinde halkımıza karşı gerçekleştirildi” denildi.
Özerk Yönetim, saldırılar sonucunda yüz binlerce sivilin yerinden edildiğini, çok sayıda sivilin öldürüldüğünü, kaçırıldığını ve mal varlıklarının yağmalandığını, ayrıca altyapının büyük oranda tahrip edildiğini ifade etti. Söz konusu ihlallerin, “etnik temizlik ve bölgenin demografik yapısının değiştirilmesini hedefleyen sistematik bir politikanın parçası” olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin hâlâ işgal altında bulunduğu belirtilerek, bölgelerde güvenlik eksikliği ve devam eden hak ihlalleri nedeniyle sivillerin zor koşullar altında yaşadığı kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi;
“Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi olarak, işgalci Türk devleti ve ona bağlı grupların Suriye’nin toprak bütünlüğüne doğrudan bir tehdit oluşturduğunu vurguluyoruz. İşgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesi ve sivillerin bu topraklara onurlu ve güvenli bir şekilde geri dönmesinin hem ulusal hem de insani bir görev olduğunu, bu görevin ertelenmemesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
Bu vesileyle, işgalci Türk devleti ve ona bağlı çetelere karşı kahramanca direnen QSD ve YPJ savaşçılarını, halkımızın sivil fertlerini ve kutsal kanlarıyla topraklarını ve onurlarını koruyan tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
Konuyla ilgili olarak, Geçiş Hükümeti’ni ulusal ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyor; göç ettirilen halkın yerlerine güvenli dönüşünü sağlamak, hak ihlallerine son vermek, işgalci politikaları durdurmak ve Serêkaniyê ile Girê Spî’de halkımıza karşı yürütülen demografik değişim uygulamalarını derhal sonlandırmak için ciddi adımlar atmaya davet ediyoruz.”
Açıklamada göç ettirilen yurttaşların topraklarına güvenli dönüşünün sağlanması, hak ihlallerine son verilmesi, işgalci politikaların durdurulması ve Serêkaniyê ile Girê Spî’de halkına yönelik karşı yürütülen demografik değişim uygulamalarının bir an önce son bulması gerektiği vurgulandı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Ayrıca, Suriye’deki farklı bileşenlerin, siyasi ve toplumsal güçlerin ulusal çabalarını birleştirmesi gerektiğini vurguluyoruz. Ancak bu şekilde Türkiye’nin işgaline son verilebilir, bölme projeleri durdurulabilir ve adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin halk arasında egemen olduğu demokratik ve birleşik bir Suriye inşa edilebilir.
Bugün Suriye, on yıllar boyunca baskı ve zorbalıkla ülkeyi yöneten Baas rejiminin çöküşünün ardından yeni bir aşamaya girmiştir. Suriye halkı hâlâ güvenli ve onurlu bir şekilde evlerine dönmeyi ve kendi topraklarında özgür, onurlu bir yaşam hakkını yeniden kazanmak için atılacak ciddi adımları beklemektedir.
Suriye halkı, özgürlük, adalet ve insan onuru devriminin hedeflerine ulaşmak için haksızlığa ve zorbalığa karşı mücadele etmiştir. Bu nedenle tüm ulusal ve siyasi güçlerin birleşmesi, halkın umut ve taleplerinin gerçekleşmesi ve yeni, özgür ve demokratik bir Suriye’nin inşası uğruna verilen bedellerin korunması açısından hayati önemdedir.
Demokratik Özerk Yönetim olarak, halkımıza ve güçlerimize bir kez daha söz veriyoruz: İşgalin sona erdirilmesi, zorunlu göç ettirilenlerin güvenli bir şekilde yerlerine dönmesi ve tüm Suriye halkı için onurlu, özgür ve adil bir gelecek inşa edilene kadar mücadelemizi tüm meşru yollarla sürdüreceğiz
